Yurtdışında marka başvurusu yapmanın püf noktaları
Yayın Tarihi: 12.01.2016
Hepimiz biliyoruz ki sınai mülkiyet haklarından olan markalar, ülkesel bir koruma sağlıyor. Yani ülkesellik ilkesi uyarınca, marka korunması sadece tescil için başvurulan ülke sınırları içerisinde geçerli ve her devlet sadece kendi ülkesindeki ihlallerde, kendi kanunlarına göre hak sahibi olan kişinin hukuk yollarına başvurmasına izin veriyor.
Bu durumda da özellikle üretim yapılan ya da yapılması düşünülen ve aynı şekilde hizmet sunulan ya da sunulması düşünülen ülkelerde ayrı ayrı marka başvurusu yapılması gerekliliği doğuyor. Ancak ayrı ayrı ülkelerde başvuru yapılırken bu ülkelerin kendilerine özgü farklı mevzuat ve gereklilikleri olabileceğini de unutmamak gerekiyor.
Bu kapsamda her ne kadar her ülke için aynı zorunluluklardan bahsetmek mümkün olmasa da, marka başvurusu yaptığınızda ilk aşamada ret gelme riskini aza indirgemek adına birkaç önlem almak yine de mümkün. Bu önlemleri şöyle sıralayabiliriz:
-
Yuvarlak içerisinde “R” harfiyle gösterilen ® sembolü, birçok ülke ve bölgede yalnızca tescil hakkı alınmış markalar için kullanılabilir. Bu nedenle ® sembolünün yurtdışında marka başvurusu yapılırken logoda kullanımı sıkıntı yaratarak bir ret sebebi olarak önünüze çıkabilir. Türkiye içinde yapılan marka tescil başvurularında bu sembolün kullanımı süreci zorlaştırmaz. Ancak bu sembol Türkiye’de bu şekilde başvurusu kabul edilen marka üzerinden yapılacak WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) başvurularında da sorun doğurabilir. Bu anlamda ® sembolünün kullanım yerinin ve kapsamının bilincinde olarak bu çerçevede kullanılmanız marka başvuru sürecinizi hızlandırıcı ve kolaylaştırıcı bir etkiye sahip.
* Marka başvurularınızda sektörünüzü, ilgi alanınıza giren malları ve hizmetleri betimleyen genel ifadelerden kaçınılması gerekiyor. Örneğin, “bankacılık hizmetleri” için bir marka başvurusu yapılacaksa markanızın isminde “banka” kelimesini kullanmanız birçok ülkede ret sebebi olduğu için bu tür herkesin kullanımına açık genel ifadeleri marka tescili ile tekelinize almanız mümkün değil. Bu nedenle marka isimlerini mümkün olduğunca özgün ve sektörel terimlerden uzak kelimelerden seçmelisiniz.
* Markanızın logosunda kanıt gösteremeyeceğiniz kuruluş yılı gibi ifadelere yermeniz de bazı ülke patent ofislerinin ret sebebi olarak gördüğü bir durum. Örneğin, marka logonuzda “1974” gibi bir yılın bulunmasını istiyorsanız ve bu yılın markanız ve firmanızla ilişkisini kanıtlayacak resmi bir belgeniz bulunmuyorsa, gelecek olan reddi aşmanın imkânsız hale gelmesi nedeniyle logonuza bu tarihi koymanız marka başvuru sürecinizi sekteye uğratabilir.
* Her ne kadar Nice Sınıflandırması baz alınıyor olsa da her ülkenin sınıflandırma konusunda farklı mevzuat ve beklentileri olduğu ve her ülke için farklı istek ve gereklilikleri olabileceği unutulmamalı. Bu nedenle bir ülkede kabul gören emtialar başka bir ülkede açık ve yeterli görülmeyebilir. Bu olasılığa hazır olunmalıdır. Ayrıca bazı ülkelerde başvuru yaptığınız emtiaları kullandığınıza dair kullanım beyanı sunmanız gerekmekte ve kullanımınızı kanıtlayamamanız halinde bu emtialar başvurunuzdan silinebilmekte. Bu tür durumlarla karşılaşılmaması ve çakışan emtialar nedeniyle itiraz riskini en aza indirmek adına, marka hangi emtialar ve/veya hizmetler için kullanılacaksa yalnızca bu mallar ya da hizmetler için başvuru yapılması marka başvurunuzun daha kolay sonuca ulaşmasını sağlayabilir.
Kısacası, marka koruması ülkesel olduğu gibi başvurunun başından sonuna birçok etken de ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Bu nedenle, yurtdışına yapılacak başvurular en azından yukarıda sayılan ve en genel kapsamıyla verilmeye çalışılan noktalar ve ülkesel farklılıklar göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.
- COPYRIGHT © 2024 Tüm hakları saklıdır. Site içerisinde yer alan yazılı ve görsel içerik Grup Ofis Marka Patent A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz.