Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu yürürlükte
Yayın Tarihi: 17.01.2017
Sınai mülkiyet alanında Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ve bu Kararnamelerin getirdiği sorunlarla boğuşan tüm sektörlerin sabırsızlıkla beklediği Sınai Mülkiyet Kanunu, nihayet 10 Ocak tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Heyecanla beklenen Kanun birçok yeniliği de beraberinde getirdi. Bu yazımızda marka alanında gerçekleşen ve aslında birçoğu AB müktesebatıyla da paralellik arz eden yeniliklerden bahsedeceğiz.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Kanunun yayım tarihinden önce yeni adıyla Türk Patent ve Marka Kurumu'na yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacak. Yani, Kanun hükümleri 10 Ocak tarihinden sonra yapılan başvurular için geçerli olacak.
Kanunla birlikte marka alanında yapılan en önemli değişikliklerden biri, benzer ya da birebir markaların varlığı durumunda yine de marka tescili alabilmenin önünü açacak ve halihazırda birçok ülkede kullanılan rıza mektubu yani muvafakatname alınabilmesi oldu. Noter onaylı bir muvafakatnameyle müracaat sahipleri başvuru ya da itiraz aşamalarında bu kolaylıktan yararlanabilecek.
Ayrıca geçtiğimiz yıl bülten yayım aralıklarının sıklaştırılmasının ardından, yeni Kanunla birlikte yürürlükten kalkan KHK'da 3 ay olarak belirtilen marka ilanına itiraz süresi de 2 aya indirildi.
Bununla birlikte, daha önce pratikte markalar için kısmi yenileme halihazırda yapılabilirken, artık bu işlemin yapılabilirliğine Kanunda da yazılı olarak yer verildi. Önceki uygulamadan farklı olarak, artık bu işlem vekil aracılığıyla yapılıyorsa noter onaylı vekaletname gerekecek.
Bir başka önemli yenilik ise kullanım ispatına yönelik. Markaya itiraza ilişkin karşı görüşün sunulması gereken süre içinde, itiraz edilen başvuru sahibinin talebiyle Kurum, itiraz sahibinin itiraza konu markayı başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık sürede Türkiye'de ciddi biçimde kullanıp kullanmadığını sorgulayabilecek. İtiraz sahibi tarafından süresi içinde delil sunulmaması veya sunulan delillerin itirazla ilgili olmaması halinde ve ayrıca başka bir itiraz gerekçesi veya itiraza gerekçe gösterilen başka bir marka da yoksa Kurum itirazı reddedecek. Ayrıca 7 yıl sonra Kurum idari iptal hakkına da sahip olarak söz konusu markanın söz konusu mal ve hizmetlerini re'sen iptal hakkına da sahip olacak; bu 7 yıllık süre içinde ise markanın kullanmamaya dayalı iptali için mahkeme nezdinde dava açılması gerekliliği varlığını koruyacak.
Göze çarpan yeniliklerin sonuncusu ise, itirazın taraflarına uzlaşma hakkının tanınması. Buna göre Kurum, gerekli görmesi halinde yayıma itirazlar ile kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi sırasında tarafları uzlaşmaya davet edebilecek. Taraflardan birinin uzlaşma teklifine süresi içinde olumlu cevap vermemesi halinde uzlaşma daveti reddedilecek ve itiraz incelemesi kaldığı yerden devam edecek. Tarafların uzlaşmak istemeleri ve arabulucuya başvuracaklarını birlikte Kuruma bildirmeleri hâlinde ise itiraz incelemesi maksimum 3 ay süreyle ertelenecek ve bu süre en fazla üç aya kadar uzatılabilecek. Uzlaşma süreci boyunca hak düşürücü süreler ise duracak.
Birçok değişiklik ve yeniliği beraberinde getiren Kanun, marka alanında işleri biraz daha taraflar arasındaki münasebete bırakarak Kurumun süreç içindeki direkt etkisini azaltacak gibi görünüyor. Yönetmeliğin de yayımlanmasıyla birlikte uygulamanın daha da netleşeceği Kanun'un ilgili tüm sektörlere yeni bir soluk olması ve daha etkin bir işlerlik kazandırması en büyük umudumuz.
- COPYRIGHT © 2024 Tüm hakları saklıdır. Site içerisinde yer alan yazılı ve görsel içerik Grup Ofis Marka Patent A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Kaynak göstermeden alıntı yapılamaz.